19 Ekim 2018 Cuma

ŞAM

ŞAM

Hayatım da bu şehir hakkında çok şey duydum yada üstüne hatta atasözlerimiz var bize gelmek şimdi kısmet oldu.

çok kısa bir araştırma dan sonra bulup karar verdiğimiz otel bizim gezi amaçlarımıza o kadar uyuyor du ki hiçbir toplu taşım aracı yada kendi aracımızı kullanmak zorunda kalmadık. Şehir içindeki ulaşmak istediğimiz Hicaz Demir yolu, Kapalı çarşı, Emevi (ulu) camii kısacası eski Şam denen bölgede kalıyorduk.

bu bölgenin avantajları ancak bizim gibi tatil de sabah 05:00 da yada 06:00 da kalkıp gezmeye başlayan ve her türlü riski göze almış insanlar sever. Bu saatler de kahvaltı yapacak yer olmaya bilir, bir süre aç kalabilirsiniz, alışık olmadığınız bir ortamda olaylar garip gelebilir. Fakat sabahın köründe çıkıp gece yarılarına kadar geziyorsanız Eski Şam lokasyonu süper.

 Şam Hamidiye Çarşısına yaklaşırken bir kaleye yaklaşır gibi oluyorsun. Koca bir caddeden ilerliyorsun zaten çarşıya kocaman bizim yabancı olmadığımız tipte bir kapısı var. biz çarşıya girdiğimizde pek de alışık olmadığımız şeyler gördük ama çok garip karşılayamadık. Arap kültürünün ağır bastığı ülkede Altın yada türevleri çok seviliyor. Her üç dükkandan ikisi kuyumcu, takıcı üçüncü ise iç çamaşırı satan dükkandı, hem de bizim ülkemizde kimsenin cesaret edemeyeceği tarzda SEXY idiler. Bu çarşının ara sokakları kesinlikle görülmeli çünkü orda küçük dükkanlarda çok ilği çekici şeyler bulmak mümkün, bir dükkanda kurutulmuş hayvanlar satılıyordu. Bizim konuşmalarımızı duyan seksenlerinde bir amca  gençler dedi, bizde şaşkın şekilde sese döndük.

 Bey amca seklerin de idi gerçekten ve dede si İZMİR de ŞEHREMİNİ (belediye başkanı) imiş zamanında sonradan buraya gelmişler. Bu gün buraya kendine Kaküla lı kahve çektirmeye gelmiş hemen bize de birer kahve ikram ettirdi. Afiyetle kahvelerimizi içerken hemen sorularımızı çılğınca sorduk.
- Hani Şam Şekeri ?
- Bu dükkanda satılan hayvan ölüleri ne?
- nereyi görmeliyiz?
Yaşın verdiği ağırlık ve bilgelik le  sorularımıza ağır ve kesin bir dil ile cevapladı. Biz kahvemiz e son verip  oradan ayrılırken amcanın durumu, büyü için satılan kurutulmuş hayvanlar ve kakülalı kahve ile ilgili konuşmamız devam ediyordu. Çarşıyı geçip de Şam Ulu Camii ye gelince yine çok güzel ve yüce bir his le doldum. Camii sadece iman etmek için yapılmak zorunda değil dedirten nadir bir camii, Özen, kültür, hassasiyet  ve mimari güzellik görünüyor. Caminin Ulu camii ünvanı almasını çok fazla hak ediyordu, bir düşünün bir Camii de hiç dört Mihrap gördünüz mü? Camii de dört mihrap var dı her meshep için bir imam yeri.


Şam da günler ve geceler geçirdik öyle bir kaç satıra sığmayacak ama uzun uzun anlatılmayacak bir şehir. Tarih, müze, ve kültür gibi gezileri seviyorsan bir hafta gibi bir süre ayırıp öyle gezmeli bu şehri KASYON tepelerinden görmeli, Şam Sultan Selim Camii ve içindeki türbeler, cokaklardaki yemekler, o güzel kebapçılar kısacası gidip görmeyi gerektirecek çok yer var.

Biz gittiğimizde Kardeşlik dönemi idi ama savaş bitsin ve bir miktar huzur gelsin yine gidip görmek isterim, umarım bir gün o hale gelir gidip görürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜÇÜNCÜ BOSNA - HERSEK

gercekten keske daha fazla Gore bilsem dediğim yerlerden birisi Bosna  Hersek. Güzel ama gelişmesine  çok izin verilmemiş ülkeye ilk gelişim...